Muharrir Figen Şakacı, nasıl dolandırıldığını ve borçlandırıldığını anlattı: ‘Bu acımasızlığı herkes duysun istiyorum’

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Dolandırıcıların son kurbanlarından biri de raflarda yerini yeni alan “HınçAhınç” romanında para hırsını, paranın iktidarını ve kötülüğü” anlatan muharrir Figen Şakacı oldu.

T24’ten Gökçer Tahincioğlu’nun haberine nazaran Şakacı, hem ablasının hem kendisinin birikimini kaybetti. Yetmedi, dolandırıcılar ismine kredi çekebildiği için bankaya borçlandı.

Bankanın kredinin ödenmesi gerektiğini belirtmesi üzerine de yaşadıklarını anlatmayı tercih etti. Şakacı, bankanın nasıl olup da kredi verebildiğini ve nasıl olup da kredinin ödenmesini talep edebildiğini anlamıyor. Savcılığa da başvuran Şakacı’nın başına gelenler, kendi anlatımıyla şöyle gelişti:

“KÖTÜLÜK BİLİNSİN DİYE PAYLAŞIYORUM”

“Şimdi anlatacaklarımı ‘Bu kadar da olmaz’, ‘Ben olsam asla yapmazdım’ ya da ‘Hiç mi anlamadın’ çıkışlarını göze alarak yazacağım. Buna benzeri tecrübeleri, benim üzere aldatılanlar paylaşmaya yanaşmıyor. Bunun en kıymetli nedeni, o denli sanıyorum ki zekâlarının tartışma konusu yapılacağına ait telaş, endişe ve gibisi hisler. Hayır, ben o denli yapmayacağım.

Yazacağım, paylaşacağım ki berbatlığın sanal aleme ve sisteme nasıl sızdığını, artık herkesten ve her şeyden şüphelenmemizin koşul olduğunu, şahsen nasıl feci bir tecrübeyle yaşadığım bilinsin.

Benim yaşadığım bu berbat ve acımasız dolandırıcılık olayını herkes duysun diye paylaşıyorum zira bankalar bütün ziyanı yurttaşa yükleyip sorumluluktan sıyrılmaya çalışıyor, bu husustaki güvenlik açıklarını kabule yanaşmıyorlar ve güvenlik tedbirlerini geliştirmek için yatırım yapmıyorlar. Evvel çok özetle öyküyü anlatacağım.

“TELEFONLA ARANDIM”

4 Aralık 2024 Çarşamba günü 15:14’te 0549 124 07 24 numaralı telefondan arandım. Adım soyadımla hitap eden ve isminin His olduğunu belirten bayan, İş Bankası Siber Suçlar’dan aradığını ve hesabımdan 250 bin TL kredi çekilmeye çalışıldığını, bu sürece onay verip vermediğimi sordu. Ben panikle “Nasıl olabilir bu türlü bir şey” dediğimde, çabucak Trabzon’a kayıtlı IP’den IPHONE 11 marka telefonla hacklendiğimi, numaranın 0532 228…. olduğunu ve bankanın onay kodlarını bu telefona yönlendirdiğini söyledi. Burada benim paniğimi artıran anahtar söz Trabzon’du. Zira iki gün evvel Trabzon’da yapılacak bir aktifliğe son romanım HınçAhınç’ı anlatmak ve sinema- edebiyat bağı üzerine konuşmak için davet edilmiştim.

Başıma bu türlü bir olayın geldiğine inanmam bu türlü başladı ve korktuğumu, kaygımın yüksek olduğunu fark ettiğinde (bunu daha sonra anlıyorum, haliyle) hiç durmaksızın konuşarak, beni evvel telefonumdan İş Cep’e yönlendirdi, kredi çekme sürecini durdurması için bilhassa hatta kalmam gerektiğini, telefonumu kapatmadan kendisini izlememi söyledi. Bu ortada telefonumu birkaç gün evvel mikrofonu problemli olduğu için bir tamirciye götürmüştüm lakin fazla meblağ isteyince yaptırmadan geri geldim ve telefonun mikrofonunu hoparlöre aldım. Bu detay değerli zira His ismiyle bana seslenen şahıs hoparlördeyken, ben onun komutlarına uyarak telefonumla onun istediği her şeyi daha kolay yaptım. Bunların ortasında en kıymetlisi İş Bankası tarafından aranacağımı ve bu yaptığım süreçlere onay verdiğim gerektiğini söylemem gerektiğini belirtmesi oldu.

Nitekim akabinde çabucak dediği üzere 08507240724 numaradan arandım. Artık yazınca ve sonradan düşününce yalnızca baştaki sayıların farklı olduğunu beni dolandıranların yalnızca 850 numarayı başa koyarak işlerini kolaylıkla hallettiklerini fark ettim. Bu numaradan İş Bankası operatörünün sesi çıktı (o sesi de kopyaladıklarından habersizdim) ve yaptığım süreçleri onaylayıp onaylamadığımı sordu. Ben de onay verdim ve sonra Duygu Hanım çabucak bir iptal dilekçesi yazmamı, bunun için de yardımcı olacağını söyledi. Ne dediyse yazdım, ben bu türlü bir kredi müracaatında bulunmadım, banka tarafından bilgilendirilmedim, kabul etmiyorum minvalli ve uzun bir dilekçeydi.

O bittikten sonra sonraki gün sabah 11’de bankamdan randevu aldığını ve çabucak bu dilekçeyi yürürlüğe koyacaklarını artık tek yapmam gerekenin bankadaki paramı müdafaaya almak için öteki hesaplara aktarmak olduğunu söyledi. Hesaplarımı aktarma konusunda birkaç soru sorunca süreci süratle yapmamı, telefonu kapatmamamı, kapanması halinde tekrar endişelenmemi, beni tekrar arayacağını söyledi. Bundan sonraki yaklaşık iki saatlik süreçte bir defa telefon kapandı, o vakit ben panikle çabucak aradım, telefona ulaşamadım, neler oluyor demeye kalmadan tekrar aradı ve sınırlarda bir sorun olduğunu söyledi. Bu ortada onunla geçen konuşmamız boyunca fonda bir bankanın davet merkezine ilişkin bütün sesler (çoğunlukla kadın) vardı, kuşku duymamam için bankacılık tabirleri de keza: Ekranımın açılmasını bekliyorum, üst üniteden onay bekliyorum, sizi biraz bekleteceğim özür diliyorum vs. vs.

“AŞAĞI ÜST BEŞ AYLIK KİRA BEDELİMİ AKTARDIM”

Paraları aktarma süreci ise anlatılması en güç, hayatımda yapmam dediğim kısım: Bana verdiği IBAN adresine evvel hesabımdaki aşağı üst beş aylık kira bedelimi aktardım.

Ablamla ortak hesap açtırmıştık. Hesaptaki meblağ ablamın 40 yıllık birikimiydi; bana ve İş Bankası’na da güvendiği için bu türlü bir tercihte bulunmuştuk, benim rastgele bir şeye gereksinimim olursa ona sormadan çekmem için de açık hesaptı. Bu hesaptan dekontlar savcılıkta olduğu için artık net olarak hatırlamadığım dört yıllık taban fiyattan fazla bir ölçüsü bana Iban numarası söyleyip EFT yaptırdılar. Ben o hesapların 3.kişilere ilişkin olduğunu sonradan öğrendim. Bu ortada daima hatta kalmamı süreci eksik yapmamamız gerektiğini, kredimi durdurmak için de İş Cep üzerinden iptal süreçlerini başlattığını söyledi ve komut vermeye başladı. Dolandırıcı His “Telefonunuza gelen hiçbir kodu bana söylemeyin, şifrenizi değiştirin ve ben dahil sakın kimseyle paylaşmayınız” diye uyardı.

“SAVCI ‘OLTALAMA’ TAKTİĞİNE DÜŞTÜĞÜMÜ SÖYLEDİ”

Paranın üçüncü bireylerin hesabına aktarıldığını söyledi ve verdiği bilgileri not alamadan hızlandırdı. Sonradan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cengiz Tüzün’e söz vermeye gittiğimde “oltalama” taktiğine düştüğümü, bu tipten şikayetlerin gün geçtikçe arttığını ve bunun artık bir toplumsal sorun haline geldiğini söyledi.

Savcı beyin verdiği bu bilgiyle yaptığım konuşmayı hatırlayınca nasıl bir kumpasın içine düştüğümü daha güzel anladım. Dolandırıcı His da evvel öteki bir bankada daha hesabım olduğunu görüntülediğini söyledi ve sustu. Ben de çabucak, “Evet Anadolu Bank’ta var dedim, oraya da girilmiş görünüyor, çabucak şifrenizi değiştirin dedi, telefonumdan tıpkı panikle bankanın aplikasyonuna girdim ve şifremi değiştirdim, oradan da 70 bin tl kredi müracaatım olduğunu söyledi, ‘asla bu türlü bir şey yok’ dedim. Bankada yalnızca 61 bin liram vardı, bu ortada yakın vakitte bu bankadan bir transfer süreci görüntülediğini, gerçek olup olmadığını sordu, bunun da bir öbür “olta” olduğunu anlamadan, ‘evet’ dedim ki doğruydu, iki ay evvel EFT yapmıştım. Bu sırada Anadolubank’tan da 61 bin liram onların hesabına yattı. İptal sürecini onlar da gerçekleştirmiş oldu.

“HESABIMDA YALNIZCA 56 TL KALMIŞTI”

Ertesi sabah erkenden evvel savcılığa başvurdum. Savcı beyin ihtarıyla çabucak en yakın, Mecidiyeköy adresindeki, İş Bankası şubesine gittim ve o sırada adıma 68 bin 880 TL kredi çekildiğini öğrendim. Bu “kredi borcumu” çabucak ödemezsem faiziyle birlikte katlanacağını fakat birinci ödeme 3 Ocak olacağı için kâfi vaktimin olduğu söylendi. Yaşadığım sayısız şoklara bir yenisi daha eklenmişti, çabucak adliyeye döndüm, savcı beyefendiden istediği dekontları evrakıma koymasını rica ettim. O da birinci görüşmemizde bu çeşitten olaylarla çok karşılaştığını, olumlu sonuç almak konusunda umutlu olmamamı, paranın çoktan kripto hesaplara aktarılmış olabileceğini söyledi.

“BANKA BİR TELEFON DAHİ ETMEDEN NASIL KREDİ KULLANDIRABİLİYOR?”

Son olarak İş Bankası Beyoğlu şubesine gittim ve orada müşteri temsilcim olan Esma Bekçi’den de buna yakın bir beyan duydum. Kredi borcumu evvel ödemem gerektiğini söyleyince “Bu borç benim değil, ben dolandırıldım. Ayrıyeten “Niçin bankanızdan hiçbir biçimde kredi müracaatınız alınmıştır” diye bir ileti gelmedi diye sordum. “İş cep’im de hacklendiği için bildirilerin direkt dolandırıcılara gittiğini, benim görmemim mümkün olmadığını, tahminen de bu türlü bir kumpası eski bir banka çalışanıyla bile yapmış olabilecekleri” ihtimalinden bahsetti.

“Kötülüğü, hıncı, paranın herkesi ele geçiren iktidarını” anlatmak üzerine yazdığım son romanım HınçAhınç için gitmeyi düşündüğüm Trabzon seyahatim bir yana, karşılaştığım en organize kötülük sayesinde bakkala bile gidemeyecek hale getirdi. İş Bankası’nın bu güvenlik açığından şikayetçiyim, İş Cep nasıl hackleniyor, adıma çekilen 68 bin 880 TL ortak hesabımız olduğu için ablamın cep telefonuna bilgilendirme iletisi olarak gitmiyor, her husus için daima arayan banka, bir telefon dahi etmeden nasıl kredi kullandırabiliyor?

Bankanın güvenlik açığı ve hatta tahminen de çalışan işbirliği olmadan bu çeşitten dolandırıcılıklar yapılabilmesi mümkün değil, dolandırıcılar ve banka hakkında cürüm duyurusunda bulunacağımı kamuoyuna bildirmek isterim.”