Prof. Dr. Ali Poyraz Gürson Cumhuriyet’e anlattı: Türkiye Suriye’den nasıl çekilir?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada “Suriye’den çekilme uyumu sırf Suriye’de yeni anayasa kabul edildikten, seçimler yapıldıktan, hudutlar güvenlik altına alındıktan sonra görüşülebilir” sözlerini kullandı.

Türkiye’nin Suriye konusundaki ana taleplerinden birisi olan kapsayıcı anayasanın kıymetini Cumhuriyet’e kıymetlendiren Prof. Dr. Ali Poyraz Gürson, Türkiye’nin birincil gayesinin hudut güvenliğini oluşturmak olduğunu, buna rağmen El Muhaberat’ın ve Esad rejiminin sürecin başından bu yana bunu ‘kendi toprak bütünlüğünü ihlal eden girişimler’ olarak değerlendirdiğini söyledi. 

‘İRAN VE RUSYA, REJİMİ DEVAM ETTİRDİ’

Türkiye’nin Suriye’den talep ettiği değişikliklerin hayata geçmesi durumunda geri çekilmenin masaya yatırabileceğini belirten Gürson, Türkiye’nin Irak’ta bunu kısmen gerçekleştirdiğini ve daha evvel Irak Merkezi İdaresi ile buna yönelik mutabakatlar yapıldığını anımsattı.

Arap Baharı ile başlayan sürecin Suriye’yi de etkilediğini lisana getiren Gürson, “Hem İran’ın vekil güçlerinin hem de Rusya’nın varlığı Esad rejiminin devamını getirdi. Sorunun temel kaynağı Muhaberat rejimi ve Esad ailesinin demokratik olmayan bir biçimde ülkeyi yönetiyor olmasıydı. Suriye’de daima demokratik olmayan bir idare mevcut oldu lakin bunun devamı Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağladı” dedi.

Terör örgütü PKK’nın Türkiye’ye Suriye üzerinden düzenlediği taarruzlarını artırması ve terörist elebaşı Abdullah Öcalan’a Suriye’ye sığınma hakkı verilmesi sebebiyle 20 Ekim 1998’de imzalanan Adana Mutabakatı’na vurgu yapan Gürson, mutabakat ile birlikte Türkiye’nin milletlerarası hukuktan kaynaklanan hakları sebebiyle terör örgütünün hudut ötesi hareketlerini takip etme özgürlüğü olduğunu ve Rus önder Putin’in de mutabakata dönülmesinin uygun olduğunu belirttiğini söyledi. 

‘TÜRKİYE DAHA İSTEKLİ’

Türkiye-Suriye münasebetlerinin yeni bir anayasa ve demokratik bir idareyle çözülebileceğini söz eden Gürson, “Türkiye, ABD güdümlü siyasetlerle çok vakit kaybetti. Lakin 2016 yılından itibaren atılan adımlarla bunu gidermeye çalışıyorlar. Hududun güvenliğine paralel olarak mültecilerin ülkelerine gideceklerini değerlendiriyorum” diye konuştu.

Gürson, Türkiye-Suriye olağanlaşma gündeminde Türkiye’nin Suriye’ye kıyasla daha ‘istekli’ görünmesine ait ise, “Suriye’nin bileşenleri farklı. Türkiye 2016 yılından bu yana bağımsız bir dış siyaset uygulamaya çalışıyor. Fakat Suriye rejiminde İran’ın tesiri var, terör örgütlerinin tesiri var, Rusya var, ABD var. Türkiye oldu bittilere karşı gelebilmek için, alakaların olağanlaşma sürecinde daha istekli oldu” yorumunda bulundu.

ANAYASA ÇALIŞMALARI DURGUN

Avrupa Birliği (AB) Dış İlgiler ve Güvenlik Siyaseti Yüksek Temsilcisi Josep Borrell nisan ayında Suriye Anayasa Komitesi’nin ivedilikle yine faaliyete geçmesi davetinde bulundu.

Suriye’deki rejimle muhalefet temsilcilerinin Birleşmiş Milletler (BM) nezaretinde Anayasa Komitesi’nde bir ortaya gelmeleriyle yeni bir anayasa hazırlanması ve bu anayasa çerçevesinde adil bir seçimlere gerçekleşmesi talep edilirken; Türkiye ve Rusya’nın da oluşturulmasına katkıda bulunduğu Anayasa Komitesi, 30 Ekim 2019 tarihinde çalışmalarına başladı lakin o günden bu yana şimdi yol alınamadı.