‘Dünyada üreme hücrelerinin sayısı azalıyor’

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Aret Kamar, çiftlerin istedikleri halde çocuklarının olmaması durumuna infertilite denildiğini, Türkiye ve dünya ortalamasına bakıldığında yaklaşık 6 çiftten birinin çocuğunun olmadığını söz etti.

İnfertil çiftlerde ekseriyetle bayan ya da erkekte bir sorun bulunduğunu lisana getiren Kamar, bugün için infertil çiftlerin yarısından biraz fazlasında erkekle ilgili sorunlar görüldüğünü aktardı.

“GEÇMİŞE NAZARAN AZALIYOR”

Kamar, “Bütün dünyada ve Türkiye’de sperm ve yumurta sayıları geçmişe nazaran birazcık azalıyor. Bu gerilimden, çevresel faktörlerden, beslenmeden de olabilir. Bu durumu birçok şey etkiliyor lakin bütün dünyada üreme hücrelerinin sayısı azalıyor” diye konuştu.

Bir küme infertil hastada her türlü test yapıldığı halde bir sorun saptanamadığını lakin bu durumda “Bir sebep yok” demenin yanlışsız olmadığını, sebep olmadan infertilitenin olmayacağını vurgulayan Kamar, şöyle devam etti:

“Ama bizim bu analizlerde gördüğümüz buz dağının suyun üstünde kalan kısmı üzere. Aslında bütün olay bedenin içinde oluyor. Sperm gidiyor yumurtayı buluyor. Yumurtayı kendi gayretiyle döllüyor. İçeride bir hayat başlıyor. Sonra bu bebek oluşurken tüpler de bu bebeği rahminin içine yanlışsız taşıyor. Bunların rastgele bir kademesinde ve rahme geldiği vakit yerleşme etabında bir sorun olduğu vakit çocuk olmuyor.

“NE OLACAĞINI EVVELCE KESTİREMİYORUZ”

Bunu olağan testlerle görmek mümkün değil. Yani biz bayanın ultrasonla yumurtasının sayısını aşağı üst saptayabiliyoruz, kaç yumurta çıkacağını bile biliyoruz ancak gelen yumurtanın kalitesinin ne olacağını evvelce kestiremiyoruz.”

Kamar, sebebi muhakkak olmayan infertilitede ekseriyetle sorunun yumurtayla spermin müsabakasıyla ilgili olduğunu, bunları laboratuvar ortamında buluşturduklarında olayın çözüldüğünü ancak çok az bir kısmında ise yumurtanın kendisiyle ilgili sorunlar olabildiğini anlattı.

Kamar, “Bu problemleri yaşan çiftlerin de çocukları oluyor ancak daha fazla uğraşmak zorunda kalabiliyorlar. Bütün dünyada dedik ya yumurta, sperm azalıyor, buna bağlı olarak da teknoloji bu sorunları çözmek için her geçen gün biraz daha ilerliyor. Laboratuvar kuralları gelişiyor, embriyoların laboratuvarda düzeltilme kaideleri gelişiyor.

Kullandığımız materyaller gelişiyor ve böylelikle evvelce biz az yumurtalı hastalara çok fazla bir şey yapamazken, bugünkü dondurma teknoloji sayesinde bir yumurtayla, spermle bile bir formda onları kullanarak, hatta bazen toplayıp toplayıp biriktirerek bu çiftleri de çocuk sahibi edebiliyoruz” dedi.

Bu sürecin kuvvetli olduğunu, bu hususta bayanın üzerindeki baskının azaltılması ve bunun bir hastalık üzere düşünülmesi gerektiğini lisana getiren Kamar, şunları kaydetti:

“Kadının yaşı şayet çok fazla ilerlemediyse, yani 45’lerin üzerine çok fazla çıkmadıysa, uğraşıldığı vakit bu işin sonunda herkes çocuğunu alıp konuta gidebiliyor. Biraz ailenin de yani bayan, erkek ve onların ailesinin de bu işe dayanak olması lazım maddi, manevi ki bayan uğraşabilecek gücü kendinde bulsun. Tüp bebekle bugün için çocuk sahibi olamayanlar çoklukla hayal kırıklığına uğradığı için tedaviye orta verenler, tedavi olmak istemeyenler, gebe kalacaklarına inanmayanlardır.

“BAZILARI BİR DENEMEDE HAMİLE KALABİLİYOR”

İnananlar ve uğraşanlar yumurta durumlarına nazaran kimileri bir denemede hamile kalabiliyor, birtakımın bir yumurtası çıkıyor. Onlar doğal ki o yumurtası çok olanın bahtını yakalayabilmek için birkaç kez, hatta bazen onlarca sefer yumurta toplatmak ve onlarla embriyo elde etmek zorunda kalıyorlar lakin uğraşıldığı vakit yumurta varsa, sperm varsa çocuk sahibi olunuyor.”